2 Mart 2012 Cuma

Kirlenen kalbimi yıkadım az önce

Benden çok şey alıp götürdün..Götürdüğün şeylerle ben olmadan mutlu olamazsın.Çünkü onları anlamlı yapan benim.Kendime kalan şeylerden de bana anlamlı bir parça hiç kalmadı.O zaman git.Bu sürünceme böyle devam edemez.Gözyaşlarımın senin için hiç bi anlamı yoksa...ve benim duygularımın hiç önemsemediysen...Çok şey kaybettin ve bunun farkına şimdi varamıyorsan,ama burdan uzaklaştığında bunun farkına varacaksan ..Bir şey diyim mi...O zaman ben olmayacağım işte...Senden bişeyler beklediğimi hele  böyle bir dönemde düşünecek kadar da aptalsan.Ben seni tutmayayım.Mutsuz olacağın bir sürü ilişkiye yelken açmakta özgürsün git gidebildiğin kadar..Biliyorum ki sen hiç bi zaman mutlu olamayacaksın.Ama ben deniycem..En azından belki kimseyi sevmeden  bağlanmadan ...Ama yara almadan devam edeceğim.Git CESUR çocuk ..Adsız hikayemin baş kahramanı git.Başka hikayelere kahraman olmaya git.Ben yine yaşarım bir hikaye ama kimse kahramanım olamaz .Çünkü ben sana inandığım güvendiğim kadar kimseye güvenmem inamam artık.Verecek sevgim de kalmadı kimseye zaten.Herşeyi götürdün..Ruhumu bile aldın..Ben napıcam ki şimdi...Ruhsuzca devam ederim hayatıma..Kimseye hiçbişey katmadan devam ederim başka hikayelerde olmaya....GİT

Kirlenen kalbimi yıkadım az önce
Yalnızlık acı vermez oldu
Gelecek benim için seferber oldu
Ben ağlamazdım senden önce
Sen hep üzerdin zoru görünce
Ben nefessiz kaldım sen gidince
Sen kalpsiz kaldın bensiz gidince..

17 Şubat 2012 Cuma

Akar..

Oturdum ayın hilaline oradan dünyaya bakıyorum.Seyrederken bakıyorum da her şey ne kadar yalan,gelip geçici , şöyle böyle duruyor buradan.Değer mi diyorum.Susuyorum.Şşşşşş...Bana ne, gördüğünden bahsetme ne hissettiğini söyle diyor birileri.Boşluğa bakıyorum.Sigaranın dumanı gibi.Şimdi var biraz sonra yok.O anda anlıyorum..Her şey boş.Şimdi var sonra yok.Hiçbir şey vazgeçilmez değil.Ben içime çektim seni kal diye..Sınırları zorladım gitme diye.Kal diye diye.Çığlıklar atmışım duyan yok.Yok öyle biri..Saklayın beni örtün üstüme çiçekleri..Bu benim Allah ım duy beni...Sınırlar var bilmem ki niye..Halim yoooo....k.Belki artık gerek de yok.Bu hal hal değil.Bu yazan eskisi gibi artık hiç değil.Özgürsün ben kadar..Git gidebildiğin kadar.Ama benim silgim yok.Kalemimle akıtırım ...Bilen yok..

15 Şubat 2012 Çarşamba

Hamurunda ne var ?

Şu insanlar ne kadar da garip değil mi?
.
.
Ne istersiniz ki bir insandan.Sözünde dur.Toplum kurallarına uy.Arkadaşarını , daha doğrusu hayatındakileri nolursa olsun sırtından vurma.Bunlar yaşamamız için baş prensipler değil mi..Ben genelde bu üç kurala uydum.Özellikle etrafımdakilere aşırı değer veren bir insan olduğumu söyler hayatımdakiler.Arada yanlış anlaşılmalar olsa da sevdiklerimi sonuna kadar korurum.Ama ya sonra...Karşılığını görememek beni yıkar,ona da bi kılıf uydurdum gerçi.İnsan ,dedim kendi kendime,hamur gibi ,neyle yoğrulursa sana onu verir.O yüzden kimseden kendi hamurundan olmasını bekleme.Onlar senin onlara verdiğini her zaman sana veremez.Özellikle çıkarları söz konusuysa ,çıra gibi mangala atacakları ilk şey sen olursun.Sonra zaten gerçekten alıştım ama onların yaptıklarını ben onlara hiç yapmadım.Bile bile kimseyi ateşe atıp o ateşte hiç ısınmadım.Aptallık belki ama onların hamurundan değilim .Bu yüzden olmuyor yapamıyorum yapmayı da tercih etmiyorum açıkcası.
.
.
İnsanların çiğlikleri de bıktırdı beni ama.Dediğim gibi eskisi kadar pek takmıyorum bunu.Neden böyle yaptı diye sorgulamıyorum.Biliyorum kendince mantıklı bi açıklaması vardır.O mantıkta bende yoktur.İyliğime karşılık beklemekten çok vefa istiyorum.O da yine hamuruna bağlı.Hamurunu kararken sana vefa göstermedilerse bir çimdikte olsa,nasıl vefa göstersin sen karşındakine .Diyorum ki beni tanıyodur kimsenin benim için ne dediğine inanmaz.Ya da varsa böyle birşey ikimiz oturur konuşur doğrusuna ereriz.O da yok.İşlerine geliyor sorgulamadan inanmak.E sen beni şimdiye kadar tanımadıysan onun bunun lafıyla cephe alabiliyorsan ...Devam et! Ben bundan sonra başka yoldan gidiyorum.Tanışmamışız hiç diyorum demek ki.Bakın bu nokta çok önemli .Geçtiğimiz cümlede geçen 'Tanışma ' kelimesi var ya şu yazının kilit noktasıdır.Bazen günlerce ,aylarca ,yıllarca zaman geçirirsiniz de tanıyamazsınız tam anlamıyla karşınızdakini.Ama tanıdım bitmiştir diyorsanız da gerçekten tanıdığınız noktasanızdır.Şüphe etmeyin karşınızdakinden.
.
.
Şu dünyada parayla elde edemeyeceğiniz tek şey gerçek sevgi ve dostluktur.Dostunuz iyi gününüzde değil kötü gününüzde belli olur.Kötü gün dostu da şu ara pek görünürde yok.En azından benimkiler bir elin parmağını geçmiyor.Ama yok da diyemem .Allah'a çok şükür böyle dostlarım var ve biribrimizi kaybetmemek için gözümüzün içine bakıyoruz.Biliyorum ki iki eli kanda olsa yardımıma koşarlar.Hatta arada soğukluk olsa ,başkaları aramıza fitne de sokmuş olsa,başım sıkıştığında bana yine koşacak arkadaşlarımı tanıyorum.Gerçeklik bu işte.İnanın  kaybetmek kadar kolay birşey yok bu dünyada.Ama bir insanı kazanmak ve hatta daha önemlisi hayattında tutabilmek var ya o meseledir işte.
.
.
Bu arada kaç gün kaç hafta kaç yıl daha yaşayacağımız belli değil ya.Ölümsüzmüş gibi yaşamayı bence bırakın artık.İnsanları kaybetmeyecek şekilde elinden tutun.Pişmanlıklarla bir insanı bu dünyadan yolculamanın size nasıl bir vicdan azabı bırakacağını sakın unutmayın.
.
.
Dostalrnızla aranıza ne olursa olsun mesafe girmesine izin vermeyin.Bu tüketim çağında sizde aşkları ,dostlukları,arkadaşlıkları çıtır ,çerez niyetine tüketmeyin.Gurur değil mesele, inanın bana.Asıl mesele gerçekleri ,zamanında yanında olmuş ama artık olmayan insanların özlemlerini dindirebilme cesareti.Bunun için kimse sizi suçlamaz,terslemez,nerdeyin de şimdi niye burdasın demez.Dostluk ve sevgi herşeyi affeder.Zaman herşeyin çaresini verirken sizden de bir adım atmanızı bekler.
.
.
Benim halan bu dünyada iyi insanlar olduğuna inancım yitmedi .Dostlukları ,sevgiyi önemseyen saf insancıklar olarak bizim tek derdimiz etrafımıza ışık olabilmek.Yedek insan olma görevi belki de.Biliyorum kendinden çok başkasının mutluğunu düşünmek size garip geliyor ama hamurunda bu varsa değiştiremezsin ve derdini kimseye anlatamazsın.Bazen kendinin mutsuz olacağını bile bile karşındakini mutlu etmek, fedakarlık yapmaktır ,dostluk ,arkadaşlık.
.
.
Hayatınızdaki insanların gidişini üzülerek beklemek yerine sadece bi adım atın.İnsanlar sizi merdiven niyetine de kullansa ya da çıra niyetine ateşlere atıp sizin ateşinizde ısınsa da bu dünyada iyi insanların varlığına inancınızı asla yitirmeyin.
.
.Pişmanlıklarınızın dineceği,dostluklarınızı ,arkadaşlıklarınızı tekrar sorgulayıp,kaybetmek yerine kazanma odaklı bir yaklaşımla hayatınızı şekillendirmenizi diliyorum.Sadece bir an durun ve sorgulayın.İşte hepsi bu kadar.
**Dost sanma şanlı vaktinde dost olanı,dost bil gamlı vaktinde elinden tutanı..
                                                                                       Bir Türk atasözü ...

14 Şubat 2012 Salı

Şimdi siz hangisini kutluyorsunuz?

Sevgi ne kadar basit değil mi ..Sadece kimyasal bir etkileşim belki de ..

Peki ya yan ürünlerine ne diyeceğiz.Yani güven,saygı ,sadakat...Siz bugün hangisini kutluyorsunuz?Sevginizin mükemelliğini mi?..Güveninizin tam oluşunu veya 4/4lük sadakatinizi felan mı?..Hiçbirşey bu kadar basit değil değil  mi ordan bakınca ..Biraz düşünürseniz sevginin tek başına olmadığını ,yanında neler getirdiğini veya götürdüğünü görebilirsiniz...Kimse üstüne alınmasın sözlerim genel geçerdir...Sevgiye değişik bakabilen bi insanım.Pek kurallara uyan bi yapımyoktur.Çok şeyi aynı anda sorguladığım için de çoğu zaman insanları anlmakta güçlük çekebilirimŞimdi size yine bi soru sorup düşündürmek istiyorum.Kaçınız sevginizin birbiriniz içinde erimek olduğunun farkındasınız?Yani şöyle ki..Onun yaptığı senin senin yaptıklarının,onun düşündükleri senin düşündüklerinin yansıması değil de ne...Neyse neyse..Çok düşünüp kafanızı fazla yormayın..Sadece herşey gibi sevginin de bir bilinci var ve vakit bulursanız bunu sorgulayın derim.
.
.
Peki bu yazıyı okuduktan sonra şimdi siz hangisini kutluyorsunuz? *

Yine Bir Sevgilier Günü


Yıl olmuş 2012 ..Milenyuma girmemizin üstünden bile 12 yıl geçmiş..Büyümüşlüğümün üzerindense 24 sene...
.
.
Benim sevgililer günüyle tanışmam 19 sene olmuş..Aşk merdiveniyle hem de...Siz aşk merdiveni bitkisini bilir misiniz?Babam sevgilier gününde anneme almıştı aşk merdivenini işte ben 6 yaşımdayken..Çok şaşırmıştım.Bu nedir baba .Niye aldın bunu dedim.Sevgililer günü bugün bende annene ^Aşk Merdiveni^aldım dedi ...Komik adamdı babam vesselam...Bi görseniz çiçeği bile yoktur bu bitkinin yeşil ot misali tırtıklı yeşil bir bitkidir bu.İsmi çok hoş ama değil mi...Babam ironi yaptı büyük ihtimalle o gün..Bunu şimdi anlıyorum ben tabi.İşte benim sevgililer günüyle eşleştirdiğim tek şey aslında sevgi pıtırcıklarından çok Âşk Merdiveni^oldu. Sonra yıllar geçti ...Büyüdük veya fiziksel olarak geliştiğimiz için büyüdük felan sandık..Gel gelelim biz de bu mereti kutalamaya başladık..İlk sevgilier günğ hediyem yine çok ironik upuuzzuuuuuuuun kırmızılı bir kaşkoldu..:)..Elleriye örmüş birileri benim için bu kaşkolu...Sonraki yıl halan bakıp bakıp hüzünlendiğim ,yıl 2005 bu arada ,dier bir ilk sevgilier günü hediyemi aldım...üsütnde pure love yazan işlemeli bir bluz ,bir kuş var önünde gagasında barış timsali zeytin dalları.Şu an düşününce gerçekten çok ironik bu hediyede..Bir de gümüş kalpli bir kolye..
.
.
Bugün tesadüf odamı düzeltirken  kolye elime geçti nasıl kararmış sanki artık herşeyin eskide kaldığını göstermek istermiş gibydi bana .7 yıl olmuş baya da geçmiş gerçekten..Baktım baktım baktım kolyenin ucundaki kalbe..bi kaç damla hasret süzüldü gözlerimden...Boynuma taktıgı o günü hatırladım...Ne çok anı birktirdiğimi işte yine o anda anladım.Daha 18 yaşındaydı başına neler geleceğini bilmiyordu daha...Dilek pastanesine gitmştik okul çıkışı..Beni okuldan almıştı...Sonra Ortaköy felan...Akşam gelmştim eve..Ne kadar da mutluymuşum..Herşey kalbe baktığım zaman gözümde canlandı...Beyaz montumu bile hatrladım o sene almıştım ..Ne çok severdi o montumu...Sonra..nese bu kadar daha da yazamıycam...
.
.
Keşke ....

11 Şubat 2012 Cumartesi

Ne Desem Boş

Alışırım sanarak geçen saatler,günler,haftalar,aylar....Neden bu kadar zor diye sorduğum cevapsız,çaresiz,bilinçsiz sorular.Ne zaman biticek diye beklediğim umutsuzluk dolu bir sürü gün..Biticek mi gerçekten...Ben bunu atlatabilecekmiyim.O kadar bilmediğiniz şey var ki..Şu an neye sıkıldığımı bile bilemezsiniz.Çok güleryüzlü ,harika bir hayatı olan,eğitimi tamam,çok iyi yemek yapar,harika bir ev hanımı adayı..fln .fln...Sürekli güler,espiriler yapar,pozitif enerji yayar..Ama bu değil aslında...İçimi  bilebilseniz hiç biri bu değil..
.
.
.
Ben yazıcam...Yine yazıcam..Belki ölene kadr yazıcam..Ama hiçbişey bu kadar kolay değil ve hiç bi zaman da olmayacak...Ben unutmadım..Hiçbir zamanda unutmayacağım.
.
.

21 Eylül 2011 Çarşamba

Hayat ,bitmiş cümlelerle,yorumsuz kıstasarla yazı yazma sanatından çok daha fazlası.Bitmemiş yoruma açık cümleler sunar hep sana.Bugün dün olsaydı.